Algının evrimi ve filtrelenmiş gerçeklik
İçindekiler
Bu makale, algının evriminin gerçekliğin tamamını değil, sadece bir kısmını algılamamıza nasıl yol açtığını araştırmaktadır.
Sosyal medyada, sonunda metinde yer alan bazı maddeleri kaçırdığınızın söylendiği bir paragrafı okumanızı isteyen paylaşımlardan birine rastlamış olabilirsiniz.
Daha sonra paragrafı tekrar okuyorsunuz ve bir önceki okuma sırasında fazladan "the" veya "a" harfini gerçekten de kaçırdığınızı fark ediyorsunuz. Nasıl bu kadar kör olabiliyorsunuz?
Zihniniz bir paragraftaki bilgi parçalarını atlarsa, aynısını dünya için de yapar mı?
Her gün gördüğümüz gerçekliğe ilişkin algımız da aynı derecede kusurlu mu?
Ayrıca bakınız: "Neden Kendimi Başarısız Hissediyorum?" (9 Neden)Önemsiz olanı görmezden gelmek
Beyninizin bir paragraftaki gereksiz maddeleri neden atladığını anlamak kolaydır. Paragrafın mesajını mümkün olan en kısa sürede anlama yeteneğinize müdahale ettikleri için önemli değildirler.
Beyinlerimiz, hızlı karar verme yeteneğinin muhtemelen daha fazla zindeliğe (yani daha iyi hayatta kalma ve üreme şansı) katkıda bulunduğu Taş Devri için evrimleşmiştir. Bir paragrafı doğru okumak, zindelik söz konusu olduğunda nispeten önemsizdi. Aslında, yazı çok daha sonra icat edildi.
Bu nedenle, bir paragrafla karşılaştığınızda, zihninizin tek önemsediği şey paragrafın içerdiği mesajı olabildiğince çabuk yorumlamaktır. Küçük hataları görmezden gelir çünkü bunlar üzerinde zaman ve enerji harcamak pahalıya mal olabilir.
Doğru bilgiyi olabildiğince çabuk elde etmenin sonuçları, atalarımızın yaşadığı ortamlarda yaşam ile ölüm arasındaki fark anlamına gelebilirdi.
Bir yılan dünyayı nasıl görür?Fitness her şeyden önce gelir
Beyinlerimiz yalnızca hızlı karar vermek üzere evrimleşmekle kalmamış, aynı zamanda hayatta kalmamız ve ürememiz, yani zindeliğimiz üzerinde etkisi olan bu bilgileri çevreden ayrıştırmak üzere de evrimleşmiştir.
Başka bir deyişle, zihniniz çevrenizde hayatta kalmanızı ve üremenizi etkileme potansiyeline sahip ipuçlarına karşı duyarlıdır.
Bu yüzden çevremizdeki yiyecekleri ve çekici insanları hızlı bir şekilde tespit edebiliriz ancak bir paragraftaki fazladan bir "the" harfini fark edemeyiz. Yiyeceklerin ve potansiyel eşlerin nerede olduğunu bilmek zindeliğimize katkıda bulunabilir.
Benzer şekilde, plastik bir ambalajın hışırtısını duyduğunuzda, arkadaşınız size ambalajın yenmeyen bir telefon şarj cihazı içerdiğini açıkça gösterene kadar yiyecek olduğunu varsayarsınız.
Fitness gerçeği yener
Diğer hayvanlara baktığımızda genellikle onların dünyayı algılayışlarının bizimkinden tamamen farklı olduğunu görürüz. Örneğin yılanlar karanlıkta sizin kızılötesi kamerayla görebileceğiniz gibi görebilirler. Benzer şekilde yarasalar da dünyaya ilişkin imgelerini ses dalgalarını kullanarak oluştururlar.
Ayrıca bakınız: Öfke düzeyi testi: 20 MaddeGenel olarak, her canlı organizma hayatta kalmasına ve üremesine en iyi şekilde yardımcı olan dünyayı görür. Dünyanın gerçek resmini görmeleri gerekmez.
Doğal seçilim yoluyla evrim, genel olarak, dünyanın nesnel gerçeğine değil, uygunluğa göre ayarlanmış algıları destekler.
Her ne kadar biz insanlar dışarıdaki gerçekleri görüyormuşuz gibi görünsek de, gördüğümüz her şeyin elektromanyetik spektrumun sadece küçük bir bölümünü oluşturduğu gerçeği değişmiyor. Başka bir deyişle, dışarıda gerçekten var olanın sadece çok küçük bir bölümünü görüyoruz, ancak bu küçük bölüm hayatta kalmamızı ve gelişmemizi sağlamaya yetiyor.
Evrimsel oyun modellerine dayanan deneyler, doğru algısal stratejilerin uygunluk sağlamada yanlış algısal stratejilerle rekabet etmediğini göstermiştir. Aslında, dünyanın doğru bir görünümünü sağlayan doğru algısal stratejiler bu deneylerde hızla yok olmaya sürüklenmiştir.
Bunların herhangi biri gerçek mi?
Bazı araştırmacılar dünyayı tam olarak göremediğimiz fikrini en uç noktaya taşıyarak Arayüz Algı Teorisi olarak bilinen teoriyi ortaya atmışlardır.
Bu teoriye göre, gördüğümüz her şey oradadır çünkü biz sadece onu görmek üzere evrimleşmişizdir. Algıladığımız şey bir arayüzdür, şeylerin asıl gerçekliği değil.
Masanızın üzerinde gördüğünüz o kalem aslında bir kalem değildir. Tıpkı gördüğünüz her nesne gibi, onun da algılayamadığınız daha derin bir gerçekliği vardır, çünkü doğal olarak seçilmiş beyniniz bunu algılamaktan acizdir.